16 Ocak 2008 Çarşamba

Yozgatta Kültür ve Turizm

Kültür ve Turizm
Yozgat yöresi bu güne kadar yapılan araştırmalara göre bir çok uygarlığı misafir etmiş eski bir yerleşim yeridir. Alişar höyüğü, Büyüknefes harabeleri, Kerkenes harabeleri, Mercimektepe ve Çengeltepe'de yapılan yüzey araştırmaları ve kazı çalışmalarında Hititler, Frigler, Medler, Persler, Roma ve Bizans imparatorluklarının bu bölgede hüküm sürdükleri tespit edilmiştir. Bölge Hititlerden günümüze kadar çok önemli kültür merkezlerinden biri olmuştur. Bilhassa kuzey-güney ve doğu-batı yolları üzerinde bulunması, kültürün yayılması açısından önemini bir kat daha artırmıştır. Osmanlılar zamanında Sivas-Ankara yolu ile Kayseri-Sivas ticaret yolları bölgenin çevre yolu ile olduğu kadar doğu ve batı kültürleriyle ilişkisini de sağlamıştır.

Kültürü bir anlamda "Ulusların Yaşam Biçimi" olarak tanımlayacak olursak, yukarıda sayılan çeşitli uygarlıkların Yozgat'a katkılarını göz ardı edemeyiz. Tarihi kalıntıları, medrese ve camileri, köprüleri, konakları, sarayları, hamamları, edebiyatı, türküleri, manileri, yemekleri ve tabii güzellikleri ile bir kültür kenti olan Yozgat bütün bu güzelliklerini ülkemize ve dünyaya tanıtacak birikime sahiptir.

Anadolu halk edebiyatının bütün türlerindeki zengin yaratmalar Yozgat yöresine ayrı bir önem kazandırmaktadır. Bölgeye mahsus deyimler, halk hikayeleri ve türküleri önemli bir yere sahiptir. Bu ağıt ve türkülerin en başta geleni ise Yozgat Sürmelisidir. Yöre insanının duygularına tercüman olan "Sürmeli" her yıl Haziran ayı ortalarında, içerisinde bir çok etkinliğin bulunduğu bir festival olarak kutlanmaktadır. Yozgat türkülerinde hasret, sevda ve hepsinden daha çok yayla ile ilgili konular işlenmiştir. Yozgatı en iyi anlatan türkü Yozgat Sürmelisi'dir. Sürmeli türküsünden bir dörtlük şöyledir:

Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Bu dert beni iflah etmez, del eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var

Yozgat halk oyunları bakımından da oldukça zengindir. 15 kadın, 10'a yakın erkek oyunu ve bir çok oyun havası vardır.

Kadın Oyunları:
Çümbüş, davul zurna, tef, darbuka, keman ve saz eşliğinde oynanmaktadır. Kadın oyunlarından bazıları şunlardır;
Burçak tarlası, kunduralım, narinlim, feyli turnam, dariney dariney, leblebici, loli, keçeçi baba, vıy vıy karanfil.
Oyunlarda giyilen kıyafetler; üç etek, entari, şalvar, çorap, önlük, çarık ve bel boncuğu.

Erkek Oyunları:
Yozgat ağırlaması, poppili, yerli gelin, cemo, çekirge, aynalı, kamalı ve sinsindir.
Oyunlarda giyilen kıyafetler; göynek, delme yelek, potur, çorap, çarık, şal kuşak ve yağlık.

Yozgat Karslıoğlu Konağı Yeniden Restore Edilecek!

Yozgat Karslıoğlu Konağı Yeniden Restore Edilecek!

Yozgat'ta Arkeoloji Müzesi'ne dönüştürülmek üzere 1979 yılında kamulaştırılıp, restore edilen ve 2001 yılında zemininden su çıkması nedeniyle müze için uygun görülmeyen tarihi Karslıoğlu Konağı'nın yeniden restore edilmesi kararlaştırıldı...

Valimiz Sayın Amir Çiçek, zemininden su çıkması sebebiyle eserlere nemin zarar vereceği gerekçesiyle tarihi binanın müze yapılmaktan vazgeçildiğini, sonraki yıllarda kullanılmaması nedeniyle de binanın tahrip olduğunu hatırlattı.

Vali Çiçek, 1883 yılında inşa edilen tarihi binanın bu yıl yeniden restore edilmesini kararlaştırdıklarını söyledi. Vali Çiçek, konağın restore edilebilmesi için İl Özel İdaresi bütçesinden 8 bin 400 YTL ödenek tahsis ettiklerini ifade etti.

Vali Çiçek, "Bu yıl restore çalışmalarına başlanılacak. Restore sonrasında binayı Yozgat Evi olarak hizmete sunacağız." dedi. (AA)

Yozgat'taki Jeotermal Kaynaklar Destek Bekliyor!

Yozgat'taki Jeotermal Kaynaklar Destek Bekliyor!

Yozgat Ticaret ve Sanayi Odasından, il genelinde bulunan jeotermal kaynakların üretime yönlendirilebilmesi için jeotermal enerji ve termal turizm yatırımlarının desteklenmesi istendi...

Ticaret ve Sanayi Odası tarafından hazırlanan raporda, Yozgat'ın jeotermal enerji potansiyeli bakımından ülkenin ve Avrupa'nın önemli merkezlerinden birisi olduğu vurgulandı. Buna karşılık ilde, jeotermal enerjinin değerlendirilmesi konusunda eski usul kaplıca yatırımlarından öteye, turizm potansiyeli yüksek yatırımların yapılamadığı hatırlatıldı.

Yozgat Valiliği ve Özel İdare tarafından yürütülen sondaj çalışmaları ile Yerköy, Sorgun, Sarıkaya ve Boğazlıyan ilçelerinde büyük ve verimli sıcak su potansiyeline ulaşıldığı ifade edildi. Bu kaynakların turizm, sağlık, ısıtma ve tarımsal üretim alanında kullanılmasının hedeflendiği bildirilen raporda, daha sonra şu görüşlere yer verildi: "Özel sektörün ilgisini çekmesine rağmen, bu alandaki yatırımlar henüz tatmin edici düzeyde değildir. Devletimizin, Yozgat'ın kalkınmasında büyük etkisi olacak termal turizm yatırımlarını etkili şekilde desteklemesi beklenmektedir." (AA)

Boğazlıyan Canlı Hayvan Pazarında Kalp Krizi Geçiren Besici Öldü!

Boğazlıyan Canlı Hayvan Pazarında Kalp Krizi Geçiren Besici Öldü!

Boğazlıyan ilçesi Canlı Hayvan Pazarı'nda kalp krizi geçiren besici öldü...

Edinilen bilgiye göre 59 yaşındaki Şevket Doğan, Sorgun ilçesinden Boğazlıyan Canlı Hayvan Pazarı'na hayvanlarını satmak üzere getirdi. Doğan, hayvan pazarında kalp krizi geçirince, diğer besiciler tarafından 112 Acil Servis ile Boğazlıyan Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen besici Şevket Doğan kurtarılamayarak öldü.

Şevket Doğan'ın cenazesi, yakınları tarafından hastaneden alınarak defnedilmek üzere Sorgun ilçesine götürüldü. (AA)

Şefaatli'de Bir İlköğretim Okulu Müdürü Kansere Yenik Düştü!

Şefaatli'de Bir İlköğretim Okulu Müdürü Kansere Yenik Düştü!

Şefaatli ilçesi Şehit Adnan Menderes Gülbaş İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Kocatürk, kansere yenik düştü...

44 yaşındaki okul müdürü Mehmet Kocatürk, yakalandığı mide kanseri nedeniyle uzun süredir Ankara ve Kayseri'deki hastanelerde tedavi görüyordu. Bir süre önce Şefaatli ilçesindeki evine getirilen ve hasta yatan Kocatürk yaşamını kaybetti.

Kocatürk için görev yaptığı okul önünde tören düzenlendi ve cenaze daha sonra toprağa verilmek üzere memleketi Aksaray'a gönderildi. (AA)

Yozgat Özel İdaresi'nden Kurumlara Destek!

Yozgat Özel İdaresi'nden Kurumlara Destek!

Yozgat İl Özel İdaresi, geçen yıl diğer kurumlara yatırım ve genel giderlerinde kullanılmak üzere toplam 7 milyon 871 bin 173 YTL kaynak aktarımında bulundu...

Yozgat Valiliğinden verilen bilgiye göre, Yozgat'ta tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla hazırlanan projeler içen İl Tarım Müdürlüğü'ne 324 bin 545.99 YTL kaynak aktarılırken, orman köylülerine dağıtılan saanen ırkı 22 keçi için 34 bin 63.80 YTL İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'ne ödeme gerçekleştirildi.

Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nü 5 bin 640 YTL, İl Sağlık Müdürlüğü'ne 138 bin 860,56 YTL, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne 114 bin 288,37 YTL, Müze Müdürlüğü'ne 15 bin 2,85 YTL, Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne 21 bin 899,20 YTL, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 981 bin 382,57 YTL, İl Özel İdaresi projeleri için ise 6 milyon 184 bin 519,34 YTL kaynak aktarımı yapıldı. (AA)

Yozgat Emniyet Müdürlüğü 'Ben Kemerimi Taktım, Ya Sen?' Kampanyası!

Yozgat Emniyet Müdürlüğü 'Ben Kemerimi Taktım, Ya Sen?' Kampanyası!

Yozgat Emniyet Müdürlüğü, emniyet kemeri kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla yeni bir kampanya başlattı...



"Ben emniyet kemerimi taktım ya sen ?" sloganı ile başlatılan proje ile bir hafta boyunca uygulama yapılacak.

Trafik kazalarında emniyet kemerinin takılmaması nedeniyle meydana gelen ölümlü ve yaralanmaların önüne geçmek isteyen Emniyet Genel Müdürlüğü yeni bir uygulama başlattı. Bundan böyle şehirlerarası ve şehir içi yollarda emniyet kemeri takmayan tüm sürücülere ve yolculara 55 YTL tutarında cezai işlem uygulanacak.

Yürütülen çalışmalar ile ilgili bilgi veren Yozgat Emniyet MüdürlüğüTrafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü Yılmaz Çetin, trafik güvenliğinde yeni açılımlar, hedefler ve çözüm yolları projesi kapsamında 2008 yılı içinde emniyet kemeri kullanım oranını şehir içinde yüzde 40, şehirlararası yollarda yüzde 80 olarak hedeflendiğini söyledi.

İl genelinde bir hafta süreyle sürücüleri bilgilendireceklerini ifade eden Şube Müdürü Çetin, "Bu yıl emniyet kemerinin kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla ciddi bir proje yürütüyoruz. 'Ben emniyet kemerimi taktım ya sen' ve 'Her yerde ve her zaman emniyet kemeri' sloganları ile başta kamu kurumlarında çalışan sürücüler olmak üzere il genelinde çalışmamız devam ediyor. Sürücülerimize bir hafta süre ile uygulamayı anlatacağız. Ardından emniyet kemeri takmayan sürücülere 55 YTL tutarında para cezası kesilecek." dedi.

Emniyet yetkilileri, projeyi en etkili şekilde uygulamak için başta okullarda öğrenciler olmak üzere, ev ve iş yerlerine broşürler dağıtacak. Polisin emniyet kemeri projesinde 2008 yılı hedefi şehiriçinde yüzde 40, şehirlerarası yollarda ise yüzde 80 olarak belirlendi.

Öte yandan, Yozgat Sivas E-88 karayolunda uygulamalı olarak başlatılan çalışmalarda, sürücülerin büyük çoğunluğunun emniyet kemeri takmadığı gözlendi. Polis, sürücüleri sözlü ve yazılı olarak uyarırken, önümüzdeki hafta itibariyle cezai işlem uygulanacağını ifade etti. (Cihan Haber Ajansı)

Yozgat'ta Son 23 Yılın En Soğuk Gecesi Yaşandı!

Yozgat'ta Son 23 Yılın En Soğuk Gecesi Yaşandı!

Türkiye'yi etkisi altına alan soğuk hava Yozgat'ta da hayatı olumsuz yönde etkiliyor...



Yozgat son 23 yılın en soğuk gecesini yaşadı. Saatler gece 02:00'yi (14.01.2008) gösterdiğinde hava sıcaklığı eksi 18 olarak tespit edildi.
Özellikle Sivas, Erzurum ve Kars gibi illerde hayatı felç eden soğuk hava Yozgatlıları da zor durumda bıraktı. Bir çok evin su saatleri donarken, Sorgun ilçesinde doğalgaz şebekesi dondu. Firma yetkilileri, geçen yıl hat kontrolü için borulara verilen suyun gece donduğunu ifade etti. Meydana gelen don nedeniyle ilçede bazı abonelere doğalgaz verilemiyor.

Diğer taraftan sabah işe gitmek isteyen bir çok araç sahibi ise gece donan araçlarını çalıştırabilmek için çareyi ateş yakmakta buldu. Tüm çabalara rağmen araçlarını çalıştıramayanlar ise işe yaya olarak gitmek zorunda kaldı.

İş yerinin yanındaki ağaçların buz tutmasına şaşıran Mahmut Tarikçi isimli vatandaş, son yılların en soğuk kışının yaşandığını söyledi. Gece hava sıcaklığının -18 dereceye kadar düştüğünü belirten Mahmut Tarikçi, "Yozgat son yılların en soğuk kışını yaşıyor. İş yerimizin yanında bulunan ağaç yağan karın ardından açan güneşle erimeye başlamıştı. Ancak gece ayazı nedeniyle adeta bir buz kütlesine dönüştü." dedi.

Vatandaşlar en son 1985 yılının kış mevsiminde Yozgat'ın -25 dereceyi gördüğünü ifade ediyor. Özellikle gece yola çıkacaklar için aşırı hızdan uzak durmalarını isteyen uzmanlar, kışlık lastiklerin de ihmal edilmemesi uyarısında bulundular.

Öte yandan, sağlık ekipleri de vatandaşlardan sokağa çıkarken kalın giysiler giyinmeleri ve bol vitamin almaları uyarısında bulundular. (Cihan Haber Ajansı)

Yozgat Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Bina Sorunu Çözülemedi!

Yozgat Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Bina Sorunu Çözülemedi!

Yozgat Bozok Ünversitesi bünyesinde kurulan Tıp Fakültesi Hastanesi binasının yer sorunu çözülemedi...

Bozok Üniversitesi Rektörlüğü tarafından bir süre önce Tıp Fakültesi Hastanesi binası olarak kullanılmak üzere Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan (SHÇEK) talep edilen Yozgat Yaşlılar ve Özürlüler Rehabilitasyon Merkezi ek binası bakanlık tarafından kabul edilmedi.

Bozok Ünversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli, daha önce inşaatı tamamlanan Yaşlılar ve Özürlüler Rehabilitasyon Merkezi Binasının bir bölümünün Tıp Fakültesi Hastanesi olarak kullanmak için Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'dan istekte bulunduklarını, ancak olumsuz cevap geldiğini söyledi.

Rektör Varinli, bakanlığın kendilerine verdiği olumsuz cevap üzerine yeni yer arayışlarına tekrar başladıklarını ifade ederek, "Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız Nimet Çubukçu, binanın kurum için gerekli olduğunu belirterek teklifimizi reddetti." dedi.

Tıp Fakültesi'nin yer sorununun biran önce çözülmesi gerektiğine işaret eden Varinli, tüm kurumların iş birliği yapmasının şart olduğunu vurgulayarak konuşmasını şöyle tamamladı: "Üniversite kuruldu ancak bir çok eksiğimiz var. En öncelikli çözmemiz gereken sorun Tıp Fakültesinin bina sorunu. Geçici bir yer bulduğumuzda hemen gerekli çalışmalar başlayacak. Önümüzdeki yıllar içinde kendi kampüsümüze taşınırız. Kampüs içine yeni yapılacak bir bina yaklaşık 30 milyon YTL'yi buluyor. Bu nedenle geçici bir yer lazım."

Öte yandan, AK Parti Yozgat İl Başkanı Zekeriya Avşar, Tıp Fakültesi hastanesi için Yozgat-Sorgun arasında bir yeri tıp fakültesi hastanesi alanı olarak ilan ettiklerini açıkladı. Ancak üniversite Rektör Prof. Dr. İnci Varinli, kendisinin bu konuda haberdar olmadığını söyledi. (Cihan Haber Ajansı)

Yozgat Otelcilik Yatırım ve İşletme Aş

Yozgat Otelcilik Yatırım ve İşletme Aş

YOZGAT YOZGAT
İlgili Kişi :
Adres1 : Yozgat Yozgat
Adres2 :
Posta Kodu :
Telefon : +90 (354) 2121048
Faks :

Yimpaş Hotel - Merkez -

Yimpaş Hotel - Merkez -

İlgili Kişi :
Adres1 : Yozgat - Sıvas Karayolu 13. Km 66200 Yozgat
Adres2 :
Posta Kodu :
Telefon : (354) 223 63 11
Faks : (354) 223 63 03

Sarıkaya Bulgur Sanayi

Sarıkaya Bulgur Sanayi
Sarıkaya Bulgur Sanayi
Diğer
Yozgat/Sarıkaya
İlgili Kişi : Osman Şengönül
Adres1 :
Adres2 :
Posta Kodu :
Telefon : 03547721207
Faks :

Nazar Film Turizm San. Tic. Ltd. Şti.

Nazar Film Turizm San. Tic. Ltd. Şti.

YOZGAT
İlgili Kişi :
Adres1 : Yozgat
Adres2 :
Posta Kodu :
Telefon : (0354) 2129758
Faks :

Camlik Galata Hotel - Merkez - 3 Yıldız Otel

Çamlık Galata Hotel - Merkez - 3 Yıldız Otel
Yozgat/
İlgili Kişi :
Adres1 : Çamlık Milli Parkı İçi Yozgat
Adres2 :
Posta Kodu :
Telefon : +90 354 2175300
Faks : +90 354 2125318

Belediye Oteli - Merkez - Belediye Belgeli Yozgat

Belediye Oteli - Merkez - Belediye Belgeli Yozgat/
İlgili Kişi :
Adres1 : Bahçelievler Mah. Yozgat
Adres2 :
Posta Kodu :
Telefon : +90 354 564 15 13
Faks :

Yozgat İz Bırakanlar

Yozgat İz Bırakanlar

Âgah Efendi
Âkif Paşa
Cumhuriyet Dönemi Yozgat Valileri
Emirci Sultan
Hüzni Baba
Kemal Bey (Boğazlıyan Kaymakamı)
Şeyhzade Ahmed Efendi
Mustafa Akdağ
Gülten Akın
Taha Akyol
Celal Atik
Yusuf Ziya Bahadınlı
Hasan Coşkun
Şükrü Erdiren
Adnan Başer Kafaoğlu
Arslan Başer Kafaoğlu
Yusuf Ziya Özer
Abbas Sayar
Selahattin Selçuk Sayın
Saffet Süray
Nida Tüfekçi
Atalay Yörükoğlu

Yozgat Gezgin Gözüyle

Yozgat Gezgin Gözüyle

Saat Kulesi 1908 yılında Şakir usta tarafından yapılmıştır. Şehrin orta yerinde kurulmuş, kare pirizma şeklinde uzun bir kuledir. Enine silmelerle altı kata bölünen kulenin üst kısmı şerefe gibi bir terasla çevrilidir. En üst kısımda çan şeklinde bir külah vardır. Saat çanı 250 kg. ağırlığında olup, her yarım ve tam saatte isabetli olarak vurur. Kuleye çıkış kuzeyden, yuvarlak kemerli kapıdan olur. Şerefeli kısmın altında üç kat aşağı doğru her katta küçük yuvarlak kemerli bir pencere bulunur.

Kerkenez Harabeleri: (Keykavus Kalesi) Hattuşaş dan sonra Hititlerin en büyük kentidir. Sorgun ilçesi Şahmuratlı köyü sınırları içerisinde bulunan Kerkenez Harabeleri Şahmuratlı köyüne 5 km. mesafededir. Harabeler çok geniş bir alanı kaplamaktadır. Harabeleri çepeçevre saran sur kalıntıları yerinde durmaktadır. Hafif eğimli arazi üzerinde tam orta yerde Sülüklü Göl (Büyük Göl) olarak anılan yerde yaklaşık çapı 20 m. olan su birikintileri bulunmaktadır. Buna benzer Kızlar ve Atlar gölleri de bulunmaktadır. Araziyi saran sur kalıntıları batıda yaklaşık 4m. lik bir boşluk bırakmaktadır ki burasının sur kapısı olabileceği tahmin edilmektedir. Harabeleri tamamen gün ışığına çıkarma çalışmaları devam etmektedir.

Büyüknefes (Tavium): Galatların bir kolu olan Trokmiler tarafından kurulup, başkent olarak kullanılan Büyüknefes Yozgat-Haydarbeyli yolu üzerindedir. Aslan heykeli sütunlar, sert taşlar üzerine işlenen yüzük taşları, yontulmuş taş üzerinde kuş figürleri, yol kalıntıları, mezarlıklar, havuzlar, Gündoğdu yakınında bir yer altı şehrinin varlığına hükmettiren geniş meydan ve yollar bu köyün tarihi zenginliğinin büyük işaretleridir.

Çeşka Yeraltı Şehri: Merkez İlçeye 3 km. mesafede ve kuzeydoğusunda yüksekçe bir tepeye kurulmuş yer altı şehrinin üç ayrı girişi vardır. Güney kısmında iki kat halinde halinde üç odalı bir mekan vardır. Bu mekanın batı kısmındaki odanın üstünde bacası vardır. Kuzeydeki odanın tabanında kısmen dolmuş iki ayrı beşik kemerli galeri girişi vardır. Yıkıntılar arasında ve alt eteklerde monokrom perdaleli ve perdalesiz Roma,Bizans Seramik parçaları mevcuttur.

Alişar Höyüğü: Yozgat’ın 45 km. güneydoğusunda,Yozgat-Sarıkaya İlçesi anayolu üzerinde bulunan höyük 520 m. uzunluğunda,950 m. genişliğinde bir üst görüntü vermektedir. Alişar’ın yerleşimi kalkolitik denilen ve ana toprak üzerinde kurulan bir köy kültürüdür. Yapılan kazılarda küplere, taş ve ağaç sandıklara gömülmüş iskeletler, çanak çömlek, süslü mühürler, iyi işlenmiş taş ve kemikler,insan ve hayvan figürleri bulunmuştur.

ÇEŞKA YER ALTI ŞEHRİ:Yozgat’ın, merkez ilçe sınırları içerisinde olup, şehrin kuzeydoğusunda ve Kirazlı Göleti mevkiinde yer almaktadır. Bu yeraltı şehrinin güney, kuzey, ve batı yönünde olmak üzere üç ayrı giriş kapısı bulunmaktadır. Ancak, bu giriş kapıları günümüzde dolmuş olarak bulunmaktadır. Kuzeydeki küçük giriş kapısından alçak ve dar bir galeri ile bir odaya ve odadan yine galeri ile etrafında odalar bulunan bir salona girilmektedir. Salona açılan diğer galerinin dolmuş olduğu görülmektedir.
ÇAPANOĞLU CAMİİ: Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avrupa etkisinde ortaya çıkan Türk mimari stilinin Anadolu’da meydana getirilen nadide eserlerinden bir tanesi de Yozgat Çapanoğlu Cami’dir. Genel görünüşüyle İstanbul’da sayısız örneklerini gördüğümüz abide eserlerin sade karakterli bir örneğidir. Yüksek kasnaklı, çapı 15.15 metre olan geniş kubbesi, ince uzun minaresiyle şehrin her tarafından örülen bu yapı Yozgat’ın ve Yozgat’ta Çapanoğullarının ölmeyen sembolü olmuştur.

İki kısımdan meydana gelen bu caminin birinci kısmı Çapanoğlu Ahmet Paşa’nın büyük oğlu Mustafa bey tarafından Hicri 1193 Miladi 1779 yılında; ikinci kısım ise kardeşi Süleyman bey tarafından Hicri 1209 Miladi 1794 - 95 yıllarında yaptırılmıştır. Mimarının kim olduğu bilinmeyen ve 16 yıl ara ile yapılan ilave ile iç ve dış cami olmak üzere iki kısımdan meydana gelmektedir. İç cami beyaz, dış cami açık kahverengi - bordo kesme taşlarla yapılmıştır. Birçok özellikleri ayrı olan bu kısım birbiriyle çok güzel bağdaşmıştır. Camiin dört tarafı avlu duvarıyla çevrilmiş olup, avluya doğu tarafından ve batıdan kemerli birer abide kapı ile girilmekte iken 1964 yılında kuzey tarafından üçüncü bir kapı daha ilave edilmiştir. Avlu giriş kapıları hizasında güney de kalan kısım Çapanoğulları ailesi ve memleketin eşrafı için kabristan olarak kullanılmıştır.
Başçavuş Camii : 1800-1801 yıllarında Çapanoğlu Süleyman Bey’in Başçavuşu Halil Ağa tarafından yaptırılmıştır.Caminin iç mekanı kare planlıdır. Kırma çatılı,taş ve tuğla karışımı kargir bir yapı olan caminin kuzeybatısına yapışık yuvarlak gövdeli minaresi ile büyük bir avlusu vardır. Batı tarafı hazire olarak kullanılmıştır. Caminin mihrabı tezniyatsız olup mihrabın üzerinde aynı seviyede devam eden ağaçtan oyma stilize dal ve çiçek motifleri yer alır. Güney cephede ve tavana yakın yerlerde sivri nal kemerli alçı işleri ve renkli camlarla bezeli pencereler mevcuttur. Tavan örneği çok nadir görülen çıkmalı rozet,stilize edilmiş nebatad ve kafes motiflerinden oluşan göbek motifleri,ahşap oymadan ibaret bir süslemeyle bezelidir. Duvarlar gül ve diğer çiçek motifleriyle süslüdür.
Kayyumzade (Demirci Ali Efendi) Camii : 1804 yılında Cevheri Ali Efendi tarafından yaptırıldığı yazıtından anlaşılmaktadır. Kırma çatılı son cemaat yeri olan haremin birleştiği kuzeydoğu köşesinde,çokgen minaresi olan,geniş avlu içinde kurulmuş olan yapıya kuzeydeki tek kapıdan girilir. Avlunun doğu iç duvarında iki ağaç direk üzerine oturan ufak bir revaklı kısmı vardır. Bu bölümün güneyine bir medrese yapılmış ve uzun süre bu amaçla kullanılmıştır. Caminin mahvil galerisinde ahşap oyma bitkisel ve geometrik motifler,kemerlerde ise Barok tarzda kalem işleri vardır. Kare biçimli tavan göbeği geometrik motiflerle bezelidir.
Osmanpaşa Türbesi : Merkez İlçe Osmanpaşa Kasabasındadır. Camiye bitişik,kubbeli,kubik,moloz taş yapıdadır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte yapı içindeki sandukadan 1240 tan sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Türbeye güneydeki yuvarlak çift kuralı büyük bir kapıdan girilir. Yapı içerisinde dört sanduka vardır. En eski sanduka,Emir Sultan Şeref’ud din İsmail bin Muhammed’e aittir. Yapı içinde ve dışında hiçbir süsleme yoktur.
Görpeli Türbesi : Merkez İlçenin Görpeli Köyündedir. Türbenin yanında bir çeşme mahzeni bulunmaktadır.
KÜMBETLER
Çayıralan İlçesinde Çerkezbey Türbesi, Çandır İlçesinde Şah Sultan Hatun ve Osmanpaşa Kasabasında Emirci Hatun Türbeleri vardır.
Ali Çelebi Türbesi : Çalışkan köyündeki türbenin 1466 veya 1467 tarihleri arasında yapıldığı sanılmaktadır. Dikdörtgen planlı,beldeken tarzında türbeler grubuna giren bu türbe,kare planlı “L” ayaklar arasında üç sivri kemere ve duvara pandandifle oturan ufak kubbeli bir yapıdır. Türbe içinde ve dışında birer mezar taşı vardır. Ayrıca türbe içinde el yazmalı kitap sayfalarına rastlanan kare planlı beşik tonozlu örtülü esas odası mezar odası toprak altında kalmıştır.
Mahmut Çelebi Türbesi : Çalışkan köyündeki ikinci türbedir. Kubbesi ve üst kısmı yıkık olan türbenin diğer türbeden farkı ebatları bakımından daha büyük olmasıdır.1477 de yapılan türbe Mahmut çelebiye aittir. Yapıda devşirme malzeme kullanılmıştır.
Behramşah Kalesi : Çalışkan köyünün kuzeyinde bulunan yüksek bir kaledir. Gıyaseddin Keykavus emirlerinden Necmeddin Behram Şahı Candar’a ait olan kale, 13. Yüzyılın ilk yarısında yapılmıştır. Kalenin birçok kısmı yıkık ve harap,batı ve güney duvarları ayaktadır. Yüksek kale duvarları,moloz taş üzerine kesme taş kaplıdır. İçte tuğla gibi çaprazlama dizilerle sıralanarak zigzaz duvar dolgusunu oluşturmuştur.
Kilise : Kesme Taştan yapılmış büyük bir kilisedir. Kilise tavanındaki Hz. İsa resmi tahrip görmüştür. Kilisenin girişleri yıkılmış durumdadır.
Çerkez Bey Türbesi : 1855 e tarihlenen türbe,kare kaide üzerine oturan,sekizgen prizma gövdeli,kuzeye açılan eyvanlı ve kubbelidir. Osmanlı türbeleri gibi yalın katlı ve kubbelidir. Sembolik lahit odasını dıştan sivri kemer silmeli üç dikdörtgen pencere aydınlatır. Taş kemerli bir kapısı olan esas mezar odasına,dört basamaklı bir merdivenle inilir. Kare planlı esas mezar odasının üzerini aynalı tonoz örter. İçeriyi rüzgar deliği aydınlatır.
Kubbeli Cami : Çerkezbey türbesinin yanındadır. Caminin orijinal kitabesi bulunmamasına karşın,son cemaat yerinde hareme giriş kapısı üzerinde 1152 yılında yapıldığı yazılıdır.
Çokradan Köyü Cami : Caminin 1816-1817 tarihlerinde yapıldığı belirtilmektedir. Kırma çatılı,dikdörtgen planlı,moloz taş bir yapıdır.
Şah Sultan Hatun Türbesi : 1500 yılında yapılan türbe Dulkadirli Beyi Alauddevle’nin oğlu Şahruh’un karısı Şahsultan’a aittir. Düzgün kesme taşlardan örülmüş,sekizgen gövdeli ve
içten kubbe,dıştan pirimidal çatıyla örtülü asıl bölümle,buraya doğrudan eklenmiş beşik tonozlu derin eyvan bölümünden oluşmuştur. Duvar yüzeyinden hafif taşkın profillerle,basık kemerli asıl girişin üzerindeki fazla derin olmayan beş sıralı mukarnasla değerlendirilmiştir. Mukarnas sıralarının altındaki boşlukta,içi katmerli çiçek motifleri vardır. Yapının sekiz yüzeyini de dolaşan mermer levhalar üzerine kabartma harflerle Farsça beyitler yazılmıştır.
Şah Ruh Mescidi : Yapım tarihi bilinmemekte,mescide giriş kapısı üzerinde bulunan tamir kitabesine göre,Ahmet Oğlu Aslan Paşa tarafından 1744 yılında tamir edilmiştir. Mescit kırma çatılı iki minareli ve moloz taştan yapılmış ve iki minaresi mevcuttur.
Salih Paşa Camii : yazıtından Salih Paşa tarafından 1813 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. 1955 yılında batı duvarı sabit kalmak suretiyle orijinal planı pek bozulmadan tamamen yenilenmiştir.
Divanlı Köyü Mağaraları : Sarayken İlçesi Divanlı Köyünde bulunan mağaralar çeşitli bölmelerden oluşmaktadır. Mağaralar Kayalara oyulduğu gibi,taştan oyma merdivenlerle inilen mağaralar da vardır. Bu mağaraların Bizans dönemine ait olduğu belirtilmektedir.
Çinçinli Sultan Hanı : İlçe merkezinin 16 km. kuzeyindedir. 1221 yılında Valide Sultan Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır. Moloz taş ve üzeri kesme taş kaplama bir yapıdır. Üst örtüsü tamamen yıkılmıştır. Duvarların bir kısmı ayakta durmaktadır.
Saray Köyü Çapanoğlu Camii : Yozgat’ın 20 km. batısında Ankara-Yozgat yolu üzerindeki Saray Köyündeki camii 1765 de Kapucubaşı Çapanoğlu Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1957 te tek şerefeli minaresi ilave edilmiştir. Kırma çatılı köşe duvarları ve pencere kenarları kesme taş,diğer kısımları moloztaş bir yapıdır. Yapı içinde ahşap ve kalem işi olmak üzere iki türlü süslemeye karşılaşılmaktadır. Ahşap süsleme kiriş uçlarından ve minber korkulukları kafes işçiliği ile yapılmıştır.

YOZGAT

YOZGAT

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 14.132 km²

Nüfus: 582.839 (1990 Geçici)

İl Trafik No: 66

Yozgat, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi arasında geçiş noktası oluşturmaktadır. Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yozgat, Anadolu Halk Edebiyatının zengin ürünlerini barındırmaktadır.

İLÇELER

Yozgat ilinin ilçeleri; Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan , Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri , Saraykent , Sarıkaya , Sorgun, Şefaatli, Yenifakılı ve Yerköy'dür.

Akdağmadeni: Yozgat'ın doğusunda yer alır. Akdağmadeni ve köylerinde yer alan tarihi eserler arasında 13. yüzyılın ilk yarısında yaptırılan Behramşah Kalesi, 15. yüzyıla tarihlenen Ali Çelebi Türbesi ve Mahmut Çelebi Türbesi ile kesme taştan yapılan bir kilise vardır.

Çayıralan: Yozgat'ın güneydoğusunda yer alır. Çayıralan'da yer alan tarihi eserler arasında, 1855'e tarihlenen Çerkez Bey Türbesi ve hemen yanında bulunan, 1152 yılında yaptırıldığı tespit edilen Kubbeli Cami ile Çokradan Köyü Cami vardır.

Sarıkaya : Sarıkaya ilçesi Yozgat'ın güneydoğusunda yer alır. Şifalı kaplıcaları ile tanınan bu ilçede Roma sitili yapılara, büyük taşlarla örülü duvar kalıntılarına sık sık rastlanmaktadır.

Saraykent : Saraykent ilçesi Yozgat'ın doğusunda yer almaktadır. İlçe merkezine 1 km. mesafede bulunan sıcak su kaplıcası şifa arayanlara hizmet vermektedir. İlçede çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bu mağaraların Bizans dönemine ait olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, 1221 yılında Valide Sultan Mahperi Hatun tarafından yaptırılan, Çinçinli Sultan Hanı ilçe merkezinin 16 km. kuzeyinde yer almaktadır.

Sorgun: Sorgun Yozgat'ın doğusunda bulunmaktadır. İlçe sıcak su kaynakları bakımından zengindir. Ayrıca, Sorgun'da Salih Paşa tarafından 1813 tarihinde yaptırılan Salih Paşa Camii bulunmaktadır.

Yerköy: Yerköy ilçesi Yozgat'ın batısında yer alır. Saray Köyünde bulunan Saray Köyü Çapanoğlu Camii 1765' de Kapucubaşı Çapanoğlu Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.

NASIL GİDİLİR

İlin karayolu ve demiryolu ulaşımı mevcuttur. En yakın havalimanı 220 km mesafedeki Ankara ve Kayseri Havalimanlarıdır.

Karayolu: İlin karayolu ile diğer illere bağlantısı vardır. Kent merkezinde yer alan terminale ulaşım, şehir içi minibüsleriyle sağlanmaktadır.

Otogar Tel: (+90-354) 2125808

Demiryolu: Ankara-Kayseri ve Doğu Anadolu bölgesine bağlantıyı sağlayan demiryolu Yozgat'tan geçmektedir . Yerköy, Şefaatli ve Yeni Fakılı İlçelerinde Tren istasyonu bulunmaktadır. Gar istasyonları İlçe merkezlerindedir.

Yerköy Gar İstasyonu , Tel: (+90-354) 516 26 64

Şefaatli İstasyonu, Tel: (+90-354) 564 11 72

Yenifakılı İstasyonu, Tel:(+90-354) 612 10 18

GEZİLECEK YERLER

Müzeler ve Örenyerleri

Karslıoğlu Konağı

(Arkeoloji Müzesi) 1883 yılında inşa edilen konak, 1925 yılında Vali Konağı olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1936 yılından itibaren bina, konut olarak kullanılmıştır. Dikdörtgene yakın kare planlı ve iki katlı olan binanın taban ve tavanı ahşap olup, kesme taş duvarlar, ahşap karkas taşıyıcı sistem arasına taş dolgu ile örülmüş, bağdadi sıvalıdır. Kapı, yüklük ve tavanlarda yörenin en güzel oyma işçiliği vardır. 1979 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılan binanın restore edilerek Arkeoloji Müzesi olarak kullanılması düşünülmektedir. Yörede yapılan kazılar sonucu çıkarılan eserlerin bir kısmı sergilenmektedir. Şu an müze olarak kullanılmamaktadır.

Etnografya Müzesi

( Nizamoğlu Evi) 1871 yılında yapılan bina, batı-güney ve kuzey yönlerden eski büyük bahçenin kalıntısı olan küçük bir bahçeyle çevrilmiştir. Doğu yüzü sokağa bakmaktadır. İki katının da duvarları ağaç iskeleti aralarına dolgu olarak tuğla örgülü ve sıva kaplıdır. Taban ve duvar ahşaptır. Zemin katındaki mekanlar depo, mutfak ve hizmet odalarıdır. Üst kat kuzey-güney doğrultusunda kareye yakın dikdörtgen biçimli bir sofa, onun iki yanına simetrik yerleştirilen odalardan oluşmaktadır. Yöreye özgü etnoğrafik eserlerin sergilendiği müzede 990'nı teşhirde olmak üzere 4000 eser bulunmaktadır.

Müze Tel: (+90-354) 212 27 73-212 14 94

Ziyaret Saatleri: 08.30-17.30

Ziyarete açık günler: Pazartesi günü hariç

Kerkenez Harabeleri ( Keykavus Kalesi)

Hattuşaş dan sonra Hititlerin en büyük kentidir. Sorgun ilçesi Şahmuratlı köyü sınırları içerisinde bulunan Kerkenez Harabeleri Şahmuratlı köyüne 5 km. mesafededir. Harabeler çok geniş bir alanı kaplamaktadır. Harabeleri çepeçevre saran sur kalıntıları yerinde durmaktadır. Hafif eğimli arazi üzerinde tam orta yerde Sülüklü Göl (Büyük Göl) olarak anılan yerde yaklaşık çapı 20 m. olan su birikintileri bulunmaktadır. Buna benzer Kızlar ve Atlar gölleri de bulunmaktadır. Araziyi saran sur kalıntıları batıda yaklaşık 4m. lik bir boşluk bırakmaktadır ki burasının sur kapısı olabileceği tahmin edilmektedir. Harabeleri tamamen gün ışığına çıkarma çalışmaları devam etmektedir.

Büyüknefes ( Tavium )

Galatların bir kolu olan Trokmiler tarafından kurulup, başkent olarak kullanılan Büyüknefes Yozgat- Haydarbeyli yolu üzerindedir. Aslan heykeli sütunlar, sert taşlar üzerine işlenen yüzük taşları, yontulmuş taş üzerinde kuş figürleri, yol kalıntıları, mezarlıklar, havuzlar, Gündoğdu yakınında bir yer altı şehrinin varlığına hükmettiren geniş meydan ve yollar bu köyün tarihi zenginliğinin büyük işaretleridir.

Çeşka Yeraltı Şehri

Merkez İlçeye 3 km. mesafede ve kuzeydoğusunda yüksekçe bir tepeye kurulmuş yer altı şehrinin üç ayrı girişi vardır. Güney kısmında iki kat halinde halinde üç odalı bir mekan vardır. Bu mekanın batı kısmındaki odanın üstünde bacası vardır. Kuzeydeki odanın tabanında kısmen dolmuş iki ayrı beşik kemerli galeri girişi vardır. Yıkıntılar arasında ve alt eteklerde monokrom perdaleli ve perdalesiz Roma,Bizans Seramik parçaları mevcuttur.

Alişar Höyüğü

Yozgat'ın 45 km. güneydoğusunda,Yozgat- Sarıkaya İlçesi anayolu üzerinde bulunan höyük 520 m. uzunluğunda,950 m. genişliğinde bir üst görüntü vermektedir. Alişar'ın yerleşimi kalkolitik denilen ve ana toprak üzerinde kurulan bir köy kültürüdür. Yapılan kazılarda küplere, taş ve ağaç sandıklara gömülmüş iskeletler, çanak çömlek, süslü mühürler, iyi işlenmiş taş ve kemikler,insan ve hayvan figürleri bulunmuştur.

Kaleler ve Kuleler

Behramşah Kalesi

Çalışkan köyünün kuzeyinde bulunan yüksek bir kaledir. Gıyaseddin Keykavus emirlerinden Necmeddin Behram Şahı Candar'a ait olan kale, 13. Yüzyılın ilk yarısında yapılmıştır. Kalenin birçok kısmı yıkık ve harap,batı ve güney duvarları ayaktadır. Yüksek kale duvarları,moloz taş üzerine kesme taş kaplıdır. İçte tuğla gibi çaprazlama dizilerle sıralanarak zigzaz duvar dolgusunu oluşturmuştur.

Saat Kulesi

1908 yılında Şakir usta tarafından yapılmıştır. Şehrin orta yerinde kurulmuş, kare pirizma şeklinde uzun bir kuledir. Enine silmelerle altı kata bölünen kulenin üst kısmı şerefe gibi bir terasla çevrilidir. En üst kısımda çan şeklinde bir külah vardır. Saat çanı 250 kg. ağırlığında olup, her yarım ve tam saatte isabetli olarak vurur. Kuleye çıkış kuzeyden, yuvarlak kemerli kapıdan olur. Şerefeli kısmın altında üç kat aşağı doğru her katta küçük yuvarlak kemerli bir pencere bulunur.

Camiler

Çapanoğlu Camii

1779 yılında Mustafa Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapı kubbeyle örtülü 3 bölmeli son cemaat yeri ile tek kubbeli ana mekandan oluşmaktadır. 1794 yılında Süleyman bey bunun önüne benzer planda ikinci bir mekan ekletmiştir. Daha sonra en dışa küçük bir giriş revağı eklenmiştir. Arka arkaya dizilmiş bu yapılar yakın zamana değin Geç Dönem Osmanlı resim sanatının özgün örnekleriyle bezenliydi. Ancak yapılan onarımlarla resimleri çoğu yok olmuş yada değişmiştir. Ana mekanda mahvildekiler dışında büyük ölçüde özgünlüğünü yitirmiş, mahvilin ikinci katında yan kubbelerde yeşil, al, mavi ve sarının kullanıldığı çeşitli çiçek, yaprak ve meyve resimleri yer alır.

Başçavuş Camii

1800-1801 yıllarında Çapanoğlu Süleyman Bey'in Başçavuşu Halil Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin iç mekanı kare planlıdır. Kırma çatılı, taş ve tuğla karışımı kargir bir yapı olan caminin kuzeybatısına yapışık yuvarlak gövdeli minaresi ile büyük bir avlusu vardır. Batı tarafı hazire olarak kullanılmıştır. Caminin mihrabı tezniyatsız olup mihrabın üzerinde aynı seviyede devam eden ağaçtan oyma stilize dal ve çiçek motifleri yer alır. Güney cephede ve tavana yakın yerlerde sivri nal kemerli alçı işleri ve renkli camlarla bezeli pencereler mevcuttur. Tavan örneği çok nadir görülen çıkmalı rozet,stilize edilmiş nebatad ve kafes motiflerinden oluşan göbek motifleri,ahşap oymadan ibaret bir süslemeyle bezelidir. Duvarlar gül ve diğer çiçek motifleriyle süslüdür.

Kayyumzade (Demirci Ali Efendi) Camii

1804 yılında Cevheri Ali Efendi tarafından yaptırıldığı yazıtından anlaşılmaktadır. Kırma çatılı son cemaat yeri olan haremin birleştiği kuzeydoğu köşesinde,çokgen minaresi olan,geniş avlu içinde kurulmuş olan yapıya kuzeydeki tek kapıdan girilir. Avlunun doğu iç duvarında iki ağaç direk üzerine oturan ufak bir revaklı kısmı vardır. Bu bölümün güneyine bir medrese yapılmış ve uzun süre bu amaçla kullanılmıştır. Caminin mahvil galerisinde ahşap oyma bitkisel ve geometrik motifler,kemerlerde ise Barok tarzda kalem işleri vardır. Kare biçimli tavan göbeği geometrik motiflerle bezelidir.

Cevheri (Cevahir) Ali Efendi Camii

Yazıtına göre 1788 yılında Çapanoğulları döneminde Cevahir (Cevheri) Ali Efendi tarafından Hacı Mehmet Ağa adına yaptırılmıştır. Cami kareye yakın dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş,düz ahşap tavanlıdır. Yapıyı çevreleyen sarı kesme taştan yapılmış avlu duvarı vardır. Caminin kuzeydoğusunda yapışık,kare kaide üzerine oturan,armudi iri topuklu,çokgen gövdeli,beyaz kesme taştan yapılmış minaresi,kemerli profillerle genişleyen şerefe ve kurşun kaplamalı külahı ilgi çekicidir. Mahfilin orta kısmı balkon gibi güneye doğru çıkıntı yapar. Revaklı bölümün içinde bir lahit yer alır.

Kubbeli Cami

Çayıralan İlçesinde, Çerkezbey türbesinin yanındadır. Caminin orijinal kitabesi bulunmamasına karşın,son cemaat yerinde hareme giriş kapısı üzerinde 1152 yılında yapıldığı yazılıdır.

Salih Paşa Camii

Sorgun ilçesindeki caminin yazıtından Salih Paşa tarafından 1813 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. 1955 yılında batı duvarı sabit kalmak suretiyle orijinal planı pek bozulmadan tamamen yenilenmiştir.

Saray Köyü Çapanoğlu Camii

Yerköy İlçesi, Saray Köyündeki camii 1765 de Kapucubaşı Çapanoğlu Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1957 te tek şerefeli minaresi ilave edilmiştir. Kırma çatılı köşe duvarları ve pencere kenarları kesme taş,diğer kısımları moloztaş bir yapıdır. Yapı içinde ahşap ve kalem işi olmak üzere iki türlü süslemeye karşılaşılmaktadır. Ahşap süsleme kiriş uçlarından ve minber korkulukları kafes işçiliği ile yapılmıştır.

Türbeler

Yozgat ve çevresinde yeralan Türbeler Çandır Şahsultan Hatun Türbesi (Kümbeti), Çayıralan Çerkezbey Türbesi, Osman Paşa Türbesi ve Görpeli ilin önemli türbeleridir.

Köprüler

Yozgat' taki köprüler; Taşköprü, Karabıyık Köprüsü ve Kesik Köprü' dür.

Karabıyık Köprüsü

Yozgat-Şefaatli yolunun 38. Km.sinde Kanak Suyu üzerinde kurulmuştur. Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır seferine giderken (1516) yaptırılmıştır. Ayaklar üzerinde oturan üç sivri kemerli,iki alçak mahmuzlu,60 cm. yüksekliğinde korkuluk duvarı ile uçlarda ve ortada baba taşları olan,beyaz kesme taştan yapılmış bir köprüdür. 54 m. boyunda 4.5 m. eninde olan köprünün ortasına doğru bir harpuşluk fark edilir.

Korunan Alanlar

Yozgat - Yozgat Çamlığı Milli Parkı

Yeri: Yozgat ili

Ulaşım: İç Anadolu bölgesinde,Yozgat ilinin güneyinde uzanan tepeler üzerinde yer alan Milli Park,Yozgat'a 5 km. uzaklıktadır.

Özelliği: 264 Ha. lık alanı kaplayan Milli Park, İç Anadolu'da insan etkisi ile meydana gelen ( antropojen ) step içerisinde yer alan sayılı orman adalarından biridir. Ortalama yükseltisi 1350 m. olan sahadaki arazinin morfolojik özelliklerini tepeler, sırtta ve vadilerde parçalanmış dalgalı düzlükler meydana getirmektedir.

Tabiatın; iklim, toprak-su dengesinin değişmesi ile ortaya çıkan kısıtlamalara,tabii kaynakların bugün tükeneceğini unutmuş görünen insanların yanlış ,aşırı arazi kullanımlarının eklenmesi Milli Park ve çevresinde geniş alanları kaplayan ormanlardan yoksun bozkır peyzajlarını meydana getirmiştir. Eski çağların bakir ormanlarından günümüze bu karaçam konusu ulaşabilmiştir.

Karaçam, meşe ve ardıç ağaç toplulukları Milli Park bitki örtüsünü meydana getirmektedir. Bu orman parçasının tabiat bölgesi özelliği yanında rekreasyon ihtiyacını karşılaması bakımından büyük önemi bulunmaktadır.

Görülebilecek Yerler: Milli Parkın 40 km. kuzeyindeki Hititlerin başşehri Boğazköy, Alacahöyük , Sarıkaya Kaplıcaları yakın çevresindeki diğer önemli turizm merkezleri olarak görülmeye değer yerlerdir.

Mevcut Hizmetler ve Konaklama: Milli Parkta günübirlik piknik yapılabilir. Çadır ve karavanla konaklama yapılabilir.

Mağaralar

Saraykent İlçesi Divanlı Köyünde bulunan mağaralar çeşitli bölmelerden oluşmaktadır. Mağaralar kayalara oyulduğu gibi, taştan oyma merdivenlerle inilen mağaralar da vardır. Bu mağaraların Bizans dönemine ait olduğu belirtilmektedir.

Kaplıcalar

Sarıkaya Kaplıcası

Sarıkaya ilçe merkezinde bulunan sıcak su kaynağı iki ayrı noktadan yüzeye çıkmakta olup , 48 0C sıcaklığa ve 28 lt ./sn. debiye sahiptir. Bu sıcak sudan, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde de kaplıca tedavisi maksadıyla istifade edildiği bilinmektedir.

Boğazlıyan Bahariye (Cavlak) Kaplıcası

Boğazlıyan ilçesine 4,5 km. uzaklıktaki Bahariye köyü yakınlarında yer alan Cavlak mevkiinden çıkan su 32 0C sıcaklığa sahip olup iki ayrı kuyudan 320 lt ./sn. debi ile çıkmaktadır. Kuyuların bulunduğu düzlükte bu suların oluşturduğu küçük bir gölet bulunmaktadır. Gölette suyun sıcaklığı 28 0C civarındadır. Mevcut raporlardan bu suyun romatizmal hastalıklar, kırık çıkık sekelleri ve kadın hastalıkları için kaplıca tedavisinde kullanılabileceği anlaşılmaktadır.

Sorgun Kaplıcası

Sorgun ilçesine 2 km. mesafede, Yozgat-Sivas karayolu üzerindedir. İl Özel İdare Müdürlüğü'nce yaptırılan kaplıca ve motel faaliyettedir. Diğer sıcak su alanlarının kapladığı sıcak alana göre daha geniş bir sıcak alana sahip olan Sorgun sıcak su alanı ilçenin yerleşim alanının doğu sınırlarından başlayıp Yeniçeltek açık kömür işletmesine kadar devam etmektedir. Bu suyun sıcaklığı 50-61 0C arasında değişmektedir. Fiziksel ve kimyasal analizler sonucunda sülfatlı, sodyumklorürlü , hipertermal - hipertonik sular sınıfına girdiği tespit edilen bu sıcak su radyoaktif maddeler, magnezyum, kalsiyum ve bor ihtiva etmektedir. Halen kaplıca tedavisinde kullanılan bu suyun ağrılara, kronik iltihaplı hastalıklara, spazm benzeri hastalıklara, kırık çıkık sekellerine yararlı olduğu ve taşıdığı yüksek orandaki radonun etkisiyle radyoterapik etkisinin bulunduğu bilinmektedir.

Yerköy Kaplıcası

Yerköy ilçesinde Ankara-Yozgat karayolunun 7. km'sinde olup, Yozgat iline uzaklığı 47 km'dir . Yapılan kimyasal ve fiziksel analizler sonucu klorürlü sülfatlı sular grubundan olduğu tespit edilen bu suyun bilinen en belirgin özelliği cilt hastalıkları ile romatizmal hastalıkları iyileştirici etkisinin olmasıdır. Ayrıca nefrit, nevralji, kırık çıkık sekelleri , kadın hastalıkları ve kronik romatizmal hastalıklara karşı kaplıca tedavisine uygun olduğu belirlenmiştir.

Saraykent Kaplıcası

Yozgat-Sivas karayolu üzerinde, Yozgat'a 70 km. mesafedeki Saraykent ilçesindedir. Kaplıca suyu sodyumklorürlü , sodyumbikarbonatlı ve kalsiyumsülfatlı sular grubundandır. Suyun incelenmesi sonucu romatizmal hastalıklarda, kırık çıkık sekellerinde , kadın hastalıklarında, nevrit ve polinevritlerde kullanılmasının faydalı olacağı tespit edilmiştir. Sıcaklığı 74 santigrat derecedir.

Yaylalar ve Ormanlar

Bozok Yaylası

Yozgat İli topraklarının bulunduğu bölge Bozok Yaylası olarak adlandırılır. Kızılırmak yayı içerisinde kalan yayla,delice ırmağı ve Çorum suyuna karışan vadilerle yarılmış hafif dalgalı düzlükler meydana getirirler. Bu yayla doğuda Akdağlara dayanır, kuzeydoğuda Deveci dağının batıya doğru ilerleyen kolları düzlükler arasında kaybolur. Bozok yaylasının yükseltisi 1200-1400 m. arasındadır.

Hisarbeyli (Yoğurt Yurdu) Yaylası

Akdağ ormanları içerisindedir. Hasbek - Hisarbeyli -Akdağmadeni yolu içerisinden geçmektedir . İki tepe arasından büyükçe bir dere akar. Tepenin bir yanı çamlarla diğer yanı küçük bitki örtüleriyle kaplıdır. Hasbek ve Hisarbeylilerin yaz aylarında çıktıkları yayla konumundadır. Soğuk su kaynakları çok fazladır. Hafta sonlarında Kayseri ve çevre halkının piknik alanıdır. Yoğurduyla ünlüdür.

Cehirlik
Yozgat- Boğazkale ( Hattuşaş ) yolu üzerindedir. Yozgat'a 2 km. uzaklıktadır. Gelin Kayası ve Yabani Laleleriyle ünlüdür. İlkbaharda açmaya başlayan laleler yaz boyunca Cehriliğe ayrı bir güzellik katmaktadır. Halk arasında Laleler Ülkesi olarak bilinen Hollanda'ya lale tohumlarının (soğanlarının) buradan götürüldüğü söylenmektedir.

Kadıpınarı
Akdağ ormanları içerisinde çok geniş bir alana yayılan çam, meşe ve çeşitli ağaç türleri, temiz soğuk suları ve çeşitli av hayvanları bulunan bir bölgedir. Akdağmadeni İlçesinin kuzeybatısında ilçeye 2 km. mesafededir. Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce orman içi dinlenme tesisi programına alınmış,çevre düzenlemesi, otantik yapıda kır gazinosu,dinlenme evleri,yağmur barınağı ocaklar ve vc gibi tesisler yapılmıştır.Bölgede geyik üretme çiftliği bulunmaktadır.

Şebekpınarı Piknik Alanı

Aydıncık- Eymir yolu üzerinde yer alan Şebek Pınarı piknik alanı Aydıncık İlçesinin 1 km. güneyinde yer almaktadır. Daşlı dağlar olarak bilinen dağların Aydıncık'a bakan 1700 m. yükseklikteki Gezbel Tepesinde yer almaktadır. Denizden yüksekliği 1500 m.dir. Yıllardan beri piknik alanı olarak kullanılan Şebekpınarı ve çevresi Milli Parklar Genel Müdürlüğünce Şebek Ormaniçi Dinlenme Yeri olarak çevre düzenlemesi yapılmıştır. arınağı , wc gibi tesisler yapılmıştır.

Akdağmadeni Ormanları

Çok geniş bir alana yayılan,içerisinde çam,meşe ve değişik ağaç türleri temiz soğuk suları,çeşitli av hayvanlarıyla ünlü bir bölgedir. Bu bölge bahar aylarından başlayarak büyük bir hareketlilik gösterir. Bölge insanlarının yaylalarına gidişi yaz ve bahar aylarını yaylalarında geçirerek havaların soğumasıyla yaylalardan göçleri bu yöreye ayrı bir güzellik katmaktadır. Sıcak havalarda çevreden gelen insanlar soğuksu pınarlarının başında eğlenerek vakit geçirirler.

Çayıralan Ormanları

İlin güneydoğusunda yer alan Çayıralan İlçesi dolaylarında karaçam,ladin,meşe ve kavak ağaçlarından oluşan gür ormanlar vardır. İçme suyu ve otopark mevcuttur. Orman içerisine çeşitli yollar girmekte olup olup,dinlenme yeri olarak su ve havasıyla aranılan bir bölgedir.

Sportif Aktiviteler

Doğa Yürüyüşleri

Aydıncık İlçesi Kazankaya Vadisi rafting, trekking ve doğa yürüyüşü alanı olarak, Yahyasaray Barajı Gölü, Gelingüllü Barajı Gölü su sporları ve olta balıkçılığı amacıyla kullanılacak alanlardandır.

Avcılık

Çamlık Milli Parkında bulunan domuz ve il genelinde yaşayan güzel keklik, toy, bıldırcın, tilki gibi hayvanları av sezonu boyunca avlanabilir.

COĞRAFYA

İç Anadolu ve Karadeniz Bölgeleri arasında bir geçiş alanı oluşturan Yozgat &topraklarında zengin bir yaban hayatı vardır. Özellikle Merkez İlçe, Akdağmadeni, Karanlık Dere, Çekerek ve Çayıralan yöreleri kanatlı ve kanatsız av hayvanları bakımından oldukça zengindir.

Yozgat' da İç Anadolu'nun karasal iklimi egemendir. İl alanının önemli bir bölümünü kaplayan Bozok platosu, güney ve kuzey Anadolu taş sistemleriyle deniz etkilerine kapatılmıştır. Bu nedenle yazla kış ve geceyle gündüz arasında ısı farkları yüksektir. Bu sert iklim koşulları Yeşilırmak havzasına giren Çekerek Vadisinde biraz yumuşamaktadır. Bu kesimlerde az da olsa Karadeniz iklimi etkileri görülür.

TARİHÇE

Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerindendir. Yozgat'ta sırası ile M.Ö.1650-1460 Eski Hitit Krallığı dönemi,M.Ö. 1460-1170 Hitit İmparatorluğu dönemi, M.Ö. 1170-676 Frigler Dönemi, M.Ö.676-600 Kimmerler Dönemi, M.Ö. 600-546 Lidyalılar dönemi, M.Ö. 546-334 Kimmerler dönemi, M.Ö.334-285 İskender ve Diadoglar dönemi, M.Ö. 285-85 Galatlar dönemi, M.Ö. 85-M.S. 395 Roma İmparatorluğu dönemi, M.S. 395-1075 Bizanslılar dönemi, M.S. 1075-1318 Anadolu Selçukluları dönemi,M.S. 1318-1398 Beylikler dönemi, M.S. 1408-1923 Osmanlı İmparatorluğu dönemi yaşanmıştır.

NE YENİR

Yöre beslenmesi büyük ölçüde buğday ürünlerine, unlu yiyeceklere dayanmaktadır. Bulgur, yarma ve düğürcük hemen hemen her türlü yemeklerde ve çorbalarda kullanılır. En önemli yemekleri, Arabaşı , Madımak, Testi Kebabı ve Yozgat Tandır Kebabıdır.

Yozgat'dan Yemek Tarifleri

ARABAŞI

Malzemesi :

Hamur İçin : Bir ölçü Un

6 Ölçü Su

Tuz

Çorba İçin: Tavuk veya Hindi

Bir Kaşık Yağ

Bir Kaşık Salça,

Tuz,karabiber,Kırmızı Biber,

Bir Miktar Un

Yapılışı:

Altı ölçek su bir kapta kaynamaya bırakılır. Öte yandan bir ölçek un yeteri kadar su ile karıştırılarak bulamaç haline getirilir. Bu karışım kaynamakta olan suya boşaltılarak bir süre oklava ile karıştırılır. Bir iki taşım kaynayıp kıvama geldikten sonra ateşten indirilip, sulanmış tepsiye dökülerek eşit miktarda dağılması sağlanır. Soğumaya bırakılır.

Diğer taraftan altı kaşık un bir kaşık yağ ile birlikte hafif ateşte pembeleşinceye kadar kavrulur. Soğuk su ilave edilerek bir tencerede kaynamakta olan tavuk suyunun içine boşaltılıp yeteri kadar tuz ilave edilip 15 dakika kaynatılır. Tavuğun göğüs etleri küçük parçalara ayrılıp çorbanın içerisine atılır.

Soğumaya bırakılan hamur ıslak bir bıçakla baklava dilimleri şeklinde kesilir. Tepsinin ortası çorba kasesi sığacak şekilde açılır,açılan yere çorba kasesi yerleştirilir,kesilen hamurlar kaşık üzerine yerleştirilerek çiğnenmeden yutulur.

MADIMAK

Malzemesi:

1.5 kg. Madımak:

Bir kase yoğurt:

150 gr. Pastırma:

Bir-iki diş sarımsak:

Tuz,biber,yağ,salça:

Yapılışı:

1.5 kg. madımak temizlendikten sonra satırla kıyılarak iyice küçültülür. Bir tencereye yağ,salça,pastırma konularak kavrulur. Kıyılan madımak üzerine ilave edilir. 15 dakika pişirildikten sonra servis yapılır. Sarmısaklanmış yoğurt isteğe göre sos olarak kullanılır.

TESTİ KEBABI

Malzemesi:

1 adet Testi

3 kğ . Kuşbaşı et

1 kg. Domates

300 gr. Sarımsak

200 gr. Sivri biber

200 gr. Tereyağı

Karabiber,tuz

Yapılışı:

Doğranmış domates,sivri biber ve sarımsak kuşbaşı ete katılarak ezmeden iyice karıştırılır. Yeterince tuz ilave edilir.

Testi içi iyice yıkandıktan sonra karıştırılan malzeme testinin içerisine doldurulur. En üste tereyağı konulur. Testinin ağzı hamur ile kapatılır ve ortası hafif açılır. Genellikle açık havada odun veya meşe kömürü yakılmış bir ateşte pişirilir. İki saate yakın bir zamanda pişen yemeği ilk defa yapanlara meşe kömürüyle yapmaları tavsiye edilir. Yemek piştikten sonra testi kırılarak yemek testinin içinden servis yapılır.

LİNKLER

Yozgat Valiliği http://www.yozgat.gov.tr/

YAPMADAN DÖNME

Çamlık Milli Parkını görmeden,

Testi Kebabı, Tandır Kebabı yemeden,

Arabaşı içmeden,

Seyahati 10-15 Haziran tarihlerine denk getirip Sürmeli Festivalini izlemeden,

...Dönmeyin.

Yozgat Tanıtım Filmi

Yozgat Tanıtım Filmi

Çanakkale'yi 'alan kılavuzları'na bırakamayız

Çanakkale'yi 'alan kılavuzları'na bırakamayız


Turist Rehberleri Birliği (TUREB), 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi''nin 90. yıldönümünde şehitlerimizi saygıyla anarken, bir ulusun özgürlük yolunda attığı adımların başlangıç noktası olan bu bölgede yürütülen bütün projelerin hemen durdurulmasını istedi. Hükümetin başlattığı 200 trilyon kaynağa sahip 66 projenin en kısa zamanda tarihçiler ve bölgeyle ilgili uzmanlardan oluşan uluslararası düzeyde bir komisyon tarafından incelenmesi gerektiğini söyleyen rehberler, ''Çanakkale turistik alan mıdır?'' tartışmasını bir kez daha gündeme getiriyor.

Türklerin, Anzakların, İngilizlerin, Fransızların ortak tarihini en iyi anlatan profesyonel turist rehberleri, bölgenin gerçekten bir ‘barış parkı’ haline getirilmesini istiyor. Barış parkı projesinin uluslararası bir platformda projelendirilmesini öneren rehberlere göre, Türkler’in de Anzaklar’ın da ortak tarihi olan bu savaş aslında ulusların birbirine yakınlaşmasını sağlamak gibi önemli bir misyon da üstleniyor.

"Çanakkale Savaşı, bu ülkede yapılmış binlerce savaştan biri değildir. Tarihi, ekonomik, politik sebepleri olan, hem ülkemizde hem de dünyada çok derin izler bırakan bir olaydır. Çanakkale''nin anlamının kavranabilmesi ve ifade edilebilmesi için muharebenin nerede olduğunun, kaç kişinin öldüğünün anlatılması yetmez. Kapsamlı bir tarih, politika bilgisi şarttır. Kısa süreli bir kılavuz eğitiminin bu bilgileri veremeyeceği açıktır" diyen rehberler, Orman Bakanlığı''nın başlattığı ''alan kılavuzluğu’ ile ilgili eleştirilerini ise şöyle sıralıyor:

"Turist rehberleri yabancı dilde ya da Türkçe, bir parçası da Çanakkale bölgesi olan Türkiye''nin tüm kültürel, tarihi mirasını yorumlamak üzere eğitim alırlar. Çanakkale''yi ziyaret eden Türk turistler de (''gezme'' sözcüğünden türemiş olan turist sözcüğü, dünyanın her yerinde hem yabancı, hem de o ülke vatandaşı gezginleri kapsar) bölgenin tarihi ve kültürel zenginliklerini yetişmiş profesyonel turist rehberlerinden dinlemeyi hak etmektedirler diye düşünüyoruz.

Turist rehberleri grupla kolay iletişim kurma becerileri ile Çanakkale''yi önyargıdan, propagandadan uzak bir biçimde olabildiğince renkli ama gerçeklere dayanarak yorumlar. Yabancı dil becerisi turist rehberlerinin niteliklerinden yalnızca birisidir. Turizmin diğer alanları gibi profesyonel bir hizmet olan turist rehberliğinin belirli bir bölgede, sürekli olarak gönüllü yapılması düşünülemez. Eğer bu söz konusu ise yapıldığı söylenen çalışmanın arkasında pek çok şey aramak gerekir. Nitekim bu bölgede ''sözde'' rehberlik yapan kılavuzların çoğu bölgede devlet memurluğu yapan kişilerdir. Bu işi ulusal değerleri yaşatmak ve aktarmak niyetiyle değil, çoğunlukla kişisel çıkarları doğrultusunda maddi kazanç elde etmek için yapmaktadırlar. Daha önce hurafe anlatıldığı gerekçesiyle gündeme gelen Şehitlik''te bu hurafeleri anlatan kişiler, alan kılavuzluğu kurslarına tabi tutularak resmiyete kavuşturulmuştur ama bize göre bu ‘kılıf’ bile zihniyetin değişmesine neden olmamıştır.

Gelibolu Tarihi Yarımadası Milli Parkı’nda ‘Alan Kılavuzu’nu gerektiren bir durum yoktur. Alan Kılavuzluğu eğitimi alacakların seçilme yöntemleri eşitlik ilkesine aykırıdır.”

GELİBOLU’YA ÖZERK YÖNETİM İSTİYORUZ
Türkiye''de 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu ile acentalara düzenledikleri turlarda profesyonel turist rehberi bulundurma zorunluluğunun getirildiğini hatırlatan TUREB, Çanakkale''deki tanıtım faaliyetinin tam bir rehberlik hizmeti olduğunun ve bu hizmetin profesyonellik gerektiren bir iş olduğunun da altını çiziyor.

Öte yandan uzmanların Çanakkale muharebe alanındaki çalışmaların durdurulması fikrini destekleyen TUREB, bölgede yürütülen projenin tarihçiler ve ehliyetli kişilerden oluşan uluslararası düzeyde bir komisyon tarafından incelenmesinin doğru olacağını ifade ediyor. Rehberler, yine uzmanlar tarafından öne sürülen burada yapılacak çalışmaların arazinin hassasiyeti göz önünde bulundurularak yapılması gerektiği, bölgenin tarihi ve insani bir meditasyon alanı olduğu görüşünün arkasında yer alıyor.

Yarımadanın şu anda ''müteahhitler'' tarafından yönetildiği savına destek veren rehberler, Çanakkale’ye değil bir yol ya da otopark küçük bir patikanın bile yapılırken en ince ayrıntılarına kadar düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. TUREB’in görüşleri şöyle:

MADEM ÖYLE PARK BEKÇİLERİ GEZDİRSİN
“Bizler TUREB üyesi profesyonel rehberler olarak bir kez daha diyoruz ki:

Osmanlı İmparatorluğu''nun yıkılmasından bugüne kadar kaç ülkenin, kaç etnik grubun bu ülke toprağında gözü olduğunu hep birlikte gördük. Bizler Çanakkale''yi anlatamadığımız sürece bu taleplerin devamı da kaçınılmaz olacaktır.

Eğer rehberler Çanakkale''yi anlatacak milli şuura sahip değillerse, o zaman Anıtkabir''i de anlatmasınlar. Orayı da park bekçileri gezdirsin. Hatta sarayları, savaş alanlarını anlatacak milli şuura sahip gönüllüler yetiştirelim.

‘Çanakkale turistik alan değildir’ deyip çekilemezsiniz. Geçtiğimiz yılın Eylül ayında, ''alan kılavuzluğu''nun 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Kanunu''na da aykırı olduğu, Çanakkale''de ''Türkçe'' kılavuzluk yapacakların suç işleyecekleri gerekçesiyle bu kursların kaldırılması için üç ayrı dava açtık. Davalarımız hâlâ sürüyor...

Türkiye’de 9 bin profesyonel turist rehberi olarak bizler, her yıl başka hiçbir meslek grubu ile karşılaştırılamayacak biçimde seminerle bilgilerimizi güncelliyoruz. Dileyen meslektaşlarımız Çanakkale Savaşı ile ilgili de konunun uzmanları tarafından verilen eğitimlere katılıp ‘savaş alanları’ konusunda uzmanlaşabiliyor. Tamamen hurafelerden uzak, bilimsel verilere dayalı eğitim alan profesyonel turist rehberleri, Çanakkale’yi en doğru şekilde anlatacak kişilerdir.

Kısaca Gelibolu Tarihi Milli Parkı;

*Ulusal bir görev yapan Türk turist rehberinin her turunda ulusal bilinci pekiştirdiği alandır.

*TUREB''in eğitimsel ve alansal çalışmalarında öncelikli bir alandır ve olmaya devam edecektir.

*Gerek taşıdığı anlam itibariyle, tanıtımı ve anlatımı mutlak suretle profesyonel turist rehberleri tarafından yapılmalıdır. Ayrıca, birçok yabancı ulusu da ilgilendiren bir konu olması, bu gerekliliği daha da pekiştirmektedir.

*Sadece savaşın cereyan ettiği bir alan değil, içinde barındırdığı eşsiz yaşantılar ve insan ilişkileri açısından kültürel bir mirastır. Bu kültürel mirasın işlenmesinde profesyonelce hareket etmek zorunludur.”

NEDEN SADECE GELİBOLU?
Çanakkale savaşlarının bir ulusun ayağa kalktığı, kendini kanıtladığı savaşların başında yer aldığını hatırlatan rehberler, şanlı Türk tarihinde Kurtuluş Savaşı alanlarının hemen hepsinin en az Çanakkale kadar önemli olduğunu savunuyor ve soruyor: “Neden Kurtuluş Savaşı’nın diğer cepheleri için de çalışma yapılmıyor? Buralar neden hak ettiği değeri ve ilgiliyi göremiyor?”